Bibliotek

Senaste nytt och uppdateringar

webfili-a-Product-Money-Om du inte betalar-produkt-produkt-dig själv-du är-01.jpg

Om du inte betalar för en produkt, du är själva produkten!

Om du inte betalar för en produkt, du är själva produkten!

Om du inte betalar för en produkt, du är själva produkten!

Uzun zaman önce farklı kaynaklarda da bu konuda değişik yazılarım olmasına rağmen kamuoyu’nun dikkatini maalesef çekemedik. Ülkemizde, 40 milyon cep telefonu kullanıcısı, yıllık 12 milyar TL, eski para ile 12 katrilyon liralık bir pazar payına sahip olan mobil cep telefonu kullanımı üzerine sizinle bazı bilgilerimi paylaşmak istedim, ki umarım bu satırları okurken ne kullandığınızı, neden kulandığınızı, nasıl kullandığınızı bilecek, ileri ki yazı serileri ile bilgilerinizi pekiştirecek ve böylelikle nasıl bir pazarda, tezgah ürünü olduğunu(mu)zu anlayacaksınız.

İlk olarak bir çok cep telefonu kullanıcısına ilk sorum, yıllar önce nokia vardı ve aldığınız telefonu uzun yıllar kullanabiliyordunuz, peki bugün neden bir cep telefonunu en fazla 2 yada 3 sene kullanabiliyoruz, bunu anlatalım. Ticari literatürde biz buna “Planlı Eskitme” diyoruz. Buna göre bir cep telefonu alırsınız, kullanırsınız ama sizin hatanız olmamasına rağmen bu cep telefonu kendiliğinden2 yada 3 sene içinde bozulur. Peki neden firmalar böyle bir yolu takip ediyorlar? Öncelikle kapitalist sistemde, sistemin içerisine her zaman sıcak para girmesi gerekiyor, yani tüketici yani siz, biz para harcamalıyız. Peki bu parayı nereye harcıyoruz? İstatistikler kullanıcıların, aynı firmanın ürününü 2 seneden fazla kullanıyorsa, %49 oranında aynı markadan tekrar bir ürün satın alacağınızı gösteriyor.

Örnek vermek gerekirse Samsung marka bir telefon aldınız ve memnun kaldınız, 2 sene kullandınız ama 2,5 seneye doğru pil, ekran ve diğer bileşenlerde sorunlar oluşmaya başladı. Sorunun sizden kaynaklı olduğunu düşünüp yine aynı markadan yeni, daha üst versiyon bir cihaz alma ihtimaliniz çok yüksek, oran %49.

Peki neden aynı markaya yönleniyorsunuz?
Bir cep telefonu firması size bir cihaz satarken aslında size aynı zamanda bir işletim sistemi de satar. Alışırsınız, tuşların yeri, ekrandaki uygulamaların yeri kamera kısayolları vb. Firma mümkün olduğunca aynı işletim sistemi üzerinde yeni gelişmeler yapar ama sizi rahat ettirecek komformist bir yaklaşımda bulunur, alışırsınız, buna samsung kullananlar, ben iphone kullanamam, iphone kullanıcıları ise samsung kullanamam demelerinin asıl sebebi tam olarak sizin işletim sistemine olan alışkanlığınız.

Gerçekte bir cep telefonun’un en maksimum bileşenler ile maliyeti ne kadar diye soracak olursanız….
En üst düzey bileşen ve materyallerin, kamera, cam, kasa vb, kullanılması koşulu ile maliyetler 161 doları geçmemekte. İşletim sistemleri ise aslında Linux tabanlı olduğu için normalde para ödemek zorunda olmadığınız işletim sistemine de para ödüyorsunuz ama kullanıcılar bunun farkında değiller. Linux ise kısaca bugün kullandığımız bilgisayarlarda bulunan işletim sistemi windows’a karşılık çıkarılmış ücretsiz, açık kaynak “open source” işletim sistemi.

Buraya kadar cep telefonlarını anladı isek, şimdi biz neden ürünün kendisiyiz buna bakalım.
Önce samsung, iphone’dan başlayalım. Çünkü dünyada sadece cep telefonlarının, işletim sistemlerini, yani android ve ios işletim sistemi, %95’i bu iki platformdan birini kullanarak internet, facebook, instagram kullanabiliyorlar. Başka şekilde internete ulaşan kullanıcılar var mı? evet var, bu her iki işletim sistemini kullanmadan telefon kullanan facebook, instagram, whatsapp ve diğerlerini kullanan kullanıcılarda var aslında fakat azınlıkta ve bilinçli oldukları için bu yazı dizisi onları kapsamıyor, amacımız sizleri bilinçlendirmek ve sizlere mümkün olduğunca, yalın, halk dilinde ve halkın anlayacağı dilde yazmaya çalışacağım.

Ürün=Siz+Biz+İnsanlık
Bir cep telefonunu aldınız. Hayırlı olsun, ışıl ışıl yepyeni, tertemiz, ürüne bağımlılık yaratacak olan fabrikada üzerine damlatılmış bağımlılık ve aşk hormonlarınızı tetikleyecek losyondan ve yaydığı kokudan haberiniz elbette yok. Hoşgeldin beyin hormonları, mutlusunuz, serotonin,dopamin,endorfin karışımından beyniniz çok mutlu, ödül verdiniz ona! Sim kartınızı taktınız eski telefondan ne varsa kopyaladınız, telefonu açtınız, ilk adım, telefonu size satan marka sizin telefon numaranızı ve yerinizi öğrendi. Bunlar ilk bir kaç saniyede oldu, ki bunun için oturup da mehmet amca veya ayşe teyzeyi takip eden özel birileri yok. Bunlar tamamen otomasyon ile ve bilgisayarlar ve internet aracığılığı ile oluşuyor.

Kurulum başladı, ilk yaptıklarınızı ben burada sıralıyorum, telefon numaralarını kopyaladınız, resimleri videoları ve müzikleri eski telefonunuzdan kopyaladınız, google play store(android-samdung, lg, huwaei, htc vs) yada AppStore(ios-iphone) giriş yaptınız, hemen whatsapp, facebook, instagram’ı indirdiniz. Az önce delirmek üzereydiniz, facebook da neler olup bitiyor, whatsapp’dan biri yazdı mı acaba kaygıları, telefondan bir kaç saat yada dakika uzak durmanız sonucu farkında olmadığınız nomofobi (Nomofobi, cep telefonsuz kalma korkusu ya da cep telefonu yoluyla iletişimden kopmaktan korkma durumu olarak tanımlanıyor ve gençler arasındaki yaygınlığı ile dikkat çekiyor. Merak etmeyin yetişkinlerde de bu hastalık çok yüksek oranda yaygın, hatta avrupa ve amerikada bundan dolayı intihar edenler bile oldu.)

İkinci bölüm; şirket sizin ilk yükledikleriniz ile önceliklerinizi anladı, sonrasında sırası ile yüklediklerinizde zaten analiz ve istatistiksel olarak toplanıyor. Cep telefonu üreticisi olan her firma! Telefonu ne kadar elinizde tuttuğunuzdan, ne kadar uyuduğunuza, tuvalete gidiş zamanınızdan, yemek yeme alışkanlıklarına, sevgilinizin olup olmadığından, eşinizi aldatıp aldatmadığınıza, olası ileri yaşta ortaya çıkacak olan hastalıklarınıza, anlık kalp atışlarınızdan vücut sıcaklığınıza, sağlak yada solak olup olmadığınza, göz hastalıklarına sahip olup olmadığınıza, psikolojik durumunuzdan, kimlerle ne sıklıkta görüştüğünüze kadar ve hatta sesli ve görüntülü olarak bunları saklar, depolar ve istatistik, sağlık, askeriye ve istihbarak alanlarında kullanır. Sizin hakkınızda bildikleri aslında sizin kendi hakkınızda bildiklerinizden bile fazladır. Buraya kadar ürün sizdiniz fakat farkında değildiniz çünkü ücretini ödeyerek bir telefon satın aldınız. Cep telefonu üreticisinin sizden para kazanması hem size telefonu satarak, hem ülkeler bazında bilgileri, kendi ülkelerindeki sağlık kuruluşları, ilaç firmaları, istihbarat örgütlerine satarak sizden gelir elde edilir. Kısaca etimiz, sütümüz derimiz, hepsi para ediyor.

Peki cep telefonu üreticisi böyle para kazanıyor, örnek Apple markası, sadece telefon ve bilgisayar satarak şirket değerini 1,2 trilyon dolara böyle çıkarıyor diyelim, ki bugün Apple firmasının dünyadaki değeri bu. Samsung ise yaklaşık olarak 800 milyar dolara sahip.
Bunlar size telefon sattı, bilgisayar sattı yada başka bir ürün sattı ve para kazandı!

Peki Facebook, intagram, whatsapp, google size ne sattı? Nasıl olur da facebook gibi bir şirketin değeri 900 milyar dolar, Google 1.5 trilyon dolar servete sahip olabilir?

Devamı yarın….
Vänliga hälsningar
Webfili.com
Tanju PAL

Kaynak : https://www.buyukalanya.com/bir-urune-para-odemiyorsaniz-urunun-kendisi-sizsiniz/3220/

WebFili.comOm du inte betalar för en produkt, du är själva produkten!
Dela det här inlägget

Relaterade inlägg